Aslı İnceer Röportajı

Tüm taraftarlarımıza merhaba. Ben Aslı İnceer. 01.09.1984 Adana doğumluyum. Basketbol yaşantıma 13 yaşımda BOTAŞ Spor Kulübü’nün oyuncu seçme taramalarında seçilerek başladım. 6 yıl kadar BOTAŞ Spor’da A takıma yükselene kadar oynandıktan sonra bir çok kulüpte forma giyme sansına sahip oldum. 20 yıl aktif basketbol oynadıktan sonra kariyerimi sonlandırıp oyuncu menajerliğine geçiş yaptım. Şimdi ise yaklaşık 3 yıldır Çukurova Basketbol Kulübü’nün Takım Menajerliği görevi ile kariyerime devam etmekteyim.
2-Organizasyonumuzdaki görevinizle ilgili de bilgi verebilir misiniz? Lige merhaba dediğimiz 17-18 sezonundan bugüne, oyuncularımızın her ihtiyaçlarında yanında olan, onlara en yakın olan kişilerdensiniz. Biraz daha açabilir misiniz görev tanımınızı?
Biz Çukurova Basketbol Organizasyonu’nda iş prensibi olarak çift misyon ile çalışıyoruz. Kurumsal bir yapı gereği hepimize tanımlanan görev tanımlarımız dışında bir aile ortamına sahip olmamızdan dolayı her konuda birbirimize sınırsız destek oluyoruz. Yine de görev tanımımı, oyuncularımızın kariyerlerini planlamak ve potansiyellerinin en üst düzeye ulaşabilmesini sağlamak için teknik ekibimiz ve yönetim kurulumuz arasında köprü ve yönlendirici olmak olarak belirtebilirim.
3-Aktif oyunculuk kariyerinizden biraz daha bahsedebilir misiniz?
Basketbol kariyerime 1997 yılında BOTAŞ altyapısında başladım. 6 yıllık BOTAŞ tecrübemde 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası 1 de lig şampiyonluğu yaşadım. Daha sonra kariyerime Ceyhan Belediye, Antakya Belediye, Tarsus Belediye, Ordu Spor kulüplerinde lige yükselme başarısına katkıda bulundum. Bu takımlarda Süper Lig kadrolarında da yer aldım. Samsun Canik Belediye, Orduspor ve Mersin Basketbol Kulübü’nde yer aldıktan sonra basketbol kariyerime son verdim.
4-Bir yönetici gözüyle baktığınızda yıllardır bu sporun içinde biri olarak Türk basketbolunun geçmişini ve bugününü nasıl değerlendirirsiniz?
Geçmişten bugüne özellikle Nevriye Yılmaz ve Hidayet Türkoğlu önderliğinde jenerasyonlarımız ülke basketbolumuzda çıtayı en üst seviyeye çıkardılar. Dünyada ve Avrupa’da büyük başarılar yakaladılar. Şu an jenerasyon değişiminden dolayı bu seviyede değiliz fakat önümüzdeki yıllar TBF ve kulüplerin altyyapı yatırımlarını ve projelerini artırması, üretmeye başlanması, yeni yıldız adaylarının bulunması ve geliştirilmesiyle bu başarıların tekrarlanacağını düşünüyorum.
5-Kız çocuklarının veya kadınların Türkiye’deki spor imkanları hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce yeterince fırsat ve imkân sağlayabiliyor muyuz kadın sporculara?
80’li 90’lı yıllara göre ülkemizde kadın voleybol, kadın basketbol gibi branşlarda uluslararası düzeyde büyük organizasyonların düzenlenmesi, tesisleşmenin artması, branşlara ve takımlara sağlıklı çalışma ortamları oluşturulması gibi gelişmeler oldu. Bununla beraber basketbol ve voleybol branşlarında hem kulüp hem de milli takım olarak elde edilen başarılar da kadın sporlarının gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Fakat henüz istenilen seviyede olmamakla beraber çok daha iyi fırsatlar ve imkanlar sağlanabilir. Bu imkanlar sağlandığı takdirde ülkemiz adına daha fazla başarı kazanılabilir. Özellikle burada değinmek istediğim bir konu ne yazık ki ülkemizde kadınlara yapılan şiddetin boyutunun gün geçtikçe artması bizlerde büyük bir üzüntü ve kaygıya neden olmaktadır. Bu yüzden kız çocuklarının özellikle spora başlaması, kendi ayaklarının üzerinde durması, özgüveni yüksek bireyler olarak yetişmesi için basketbolun büyük bir fırsat olacağını düşünüyorum .
6-Organizasyonumuza dönersek, 2017-18 sezonundan beri bizimle birliktesiniz. Çukurova Basketbol Organizasyonu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Çukurova Basketbol Organizasyonu ülkemizde kadın basketbolunda önemli bir misyon ve vizyona sahip bir kurum. Organizasyon olarak kendini altyapısı ve A takımıyla, organizasyonda çalışan tüm bireyleriyle kadın basketbolunun gelişimine adamış durumda ve gelecekte de bu vizyon doğrultusunda gelişime devam etme kararlılığında. Bunu fazlasıyla önemsiyorum.
7-Bu üç yıllık süre içerisinde, sizi en çok heyecanlandıran maçımız hangisi oldu?
Tek tek maçları seçmek çok zor fakat ikinci sezonumuzda Fenerbahçe ile oynanan şampiyonluk serisindeki mücadelemizi unutamadığımı belirtmek isterim.
8-Biraz da gelecek sezondan bahsedelim. Yeni sezon öncesi önemli transferler yapıldı. Milli Takımlarda oynayan genç yıldızlarımızla birlikte birbirini tamamlayan, heyecan verici bir kadro oluşturuyoruz. Takım içindeki hava nasıl?
Takım içindeki havamız çok pozitif durumda. Amacımız takım içerisindeki dostluğu bir sanata dönüştürmek. Özellikle genç ve tecrübeli oyuncularımızın antrenmanlarda iletişimleri ve antrenman performansları şu an için çok iyi gidiyor. Kısa vadeli hedefimiz bu sezon sahada birbirini tamamlayan, beraber hareket eden, hücumda ve savunmada her pozisyonun değerini bilen bir takım olarak bizi destekleyen Mersin halkına göze hoş gelen bir basketbol oynamak istiyoruz.
Bu kısa vadeli hedeflerimiz dışında tabii ki uzun vadeli hedeflerimiz de var. Takım olarak uzun vadeli hedeflerimiz oyuncularımızın her pozisyonda kendi pozisyonlarındaki oyunculara göre fiziksel ve zihinsel olarak daha güçlü olmalarını sağlama. Bunun için de her antrenmanda bir önceki antrenmandan daha iyi olmalarını, her antrenmanı ve her sezonu bir fırsat olarak görüp sahada tüm yeteneklerini kullanmaları için çalışmalar yapıyoruz. Bunun karşılığı olarak da 3 yıl içerisinde Süper Lig ve Türkiye Kupası şampiyonluklarının dışında Avrupa Kupaları’nda da başarılı, üst düzey bir takım haline gelmek istiyoruz.
9-Yeni sezonda kulüpleri Kovid-19 sonrası zorlu bir süreç bekliyor. Sizin yeni sezonda KBSL özelinde takımların durumları ve performansları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Sizce nasıl bir sezon olacak?
Yeni sezonla ilgili ben de kaygılıyım. Ne yazık ki virüsün ilacının bulunmaması ve sürecin devam etmesi özellikle bizim gibi temaslı spor olarak nitelendirdiğimiz branşların işini zorlaştırdığını düşünüyorum. Fakat biz organizasyon olarak özellikle yeni tesisimizin yapılması ile birlikte tüm önlemlerimizi aldık ve tüm ihtimalleri düşünerek hazırlanıyoruz. Açıkçası birçok senaryo ve ihtimalin olacağı bir sezon bizi bekliyor. Bu durumda en önemli konu kurallara ve tedbirlere dikkat ederek önce kendimizi sonra çevremizdeki insanları korumak. Sporcularımıza ve kulüplere sakatlıksız, sağlıklı ve başarılı bir sezon diliyorum.
10-Ç.B.K, ana misyonlarından biri Türk basketboluna genç sporcu yetiştirmek olan bir organizasyon. Taraftarlarımıza bu bağlamda altyapı çalışmalarımız ve genç sporcularımız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kulubümüzün kuruluşundan itibaren en önem verdiği noktalardan bir tanesi altyapı, genç oyuncuların Türk kadın basketboluna kazandırmak ve lisanslı kadın sporcu sayısını arttırmak. Ve de tabii ki ülke ve Avrupa basketboluna önemli yıldız adayları yetiştirmektir. Altyapı teknik ekibimiz Türkiye geneli sporcu taraması ve Mersin ili okul taramaları yaparak nitelikli kız ve erkek oyuncu yetiştirme misyonu edinmekte. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde altyapı milli takımlarına organizasyonumuz içerisinden yetiştirdiğimiz oyuncularımızın ve antrenörlerimizin katılmalarını hedefliyoruz.
11-Genç oyuncu demişken… Takımımızda da birçok genç oyuncu bulunmakta. Türk Basketbolunun çok büyük umutlar bağladığı genç oyunculara sahibiz. Bu oyuncularımızın Türk basketbolundaki ve kulübümüzdeki geleceklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha önce de söylediğim gibi kulübümüzün en önemli misyonu Türk kadın basketboluna yön verecek, Avrupa’da ve dünyada Ay-Yıldızlı forma ile rekabet edecek düzeyde sporcuları kendi organizasyonumuz içerisinde yetiştirip, A takım seviyesinde önemli sorumluluklar vererek gelişimlerini sürdürmek. Bu doğrultuda Gökşen ve Şevval ile birlikte İlayda, Fatmanur, Manolya gibi oyuncularımız şu an için takımımız için potansiyelleri yüksek, önemli genç oyuncular. Gelecekte kendi kariyer planları doğrultusunda hem takımımız için hem de ülke basketbolu için önemli işlere imza atacaklarını düşünüyorum.
12-Peki genç basketbolcu adaylarının kariyer hedefleri için onlara nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?
Oyunculuktan gelmiş olmak ve aktif olarak saha dışında edindiğim tecrübelere dayanarak, tüm genç oyunculara fiziksel olduğu kadar mental güçlerini de geliştirmeleri gerektiğini, bunun yanında sporculuk kariyerleri boyunca üst düzey sporcu olmak istiyorlarsa beslenmelerine ve dinlenmelerine çok dikkat etmelerini tavsiye ederim. Saha içerisinde her gün kendilerini bireysel olarak rekabete zorlamalı, gelişimleri için saha içerisinde saatlerce zaman geçirmeliler ve tutkulu olmalılar. Büyük oyuncu olmak için kendilerini gerçekten bu işe adamalılar.
13-Türkiyede kadınların sporda aktif yöneticilik/idarecilik yapmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce kadınlar, sporun yönetim kademesinde yeterince görev alabiliyor mu?
Tartışılmasının anlamsız olduğunu düşünüyorum. Kadınların her iş kolunda daha fazla olmaları gerektiğini düşünüyorum. Üzülerek söylüyorum ki toplumun aynası olan sporun içinde de kadınların yeterince yer almadığını gözlemliyorum. Organizasyonumuzun vizyonu sayesinde pozitif ayrımcılık yaşadığım bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.
14-Türk kadın basketbolunda yaklaşık 20 senelik tecrübesi olan biri olarak, sizce kulüplerimizin kadın idareci ve antrenörlere daha çok şans verilmesi için neler yapılması gerekiyor?
Daha önce belirttiğim gibi bu konu toplumun aynası aslında. İnanıyorum ki çağdaş toplumun gereği bu hususta kadın katılımının çok daha fazla olması gerekmekte. Bu konuda biz kadınlara düşen ise, her konuda daha agresif ve istekli olmak. Çünkü inanıyorum ki her işte olduğu gibi bu husus da KADINA YAKIŞIR.